Selçuk Ağaç'ın şiirlerinde, bahis ve şans oyunlarına dair imgelerin sıklıkla yer alması dikkat çekicidir. Şiirlerindeki kumarhane atmosferi betimlemeleri, zar oyunları, şansın iniş çıkışları ve kayıp-kazan temaları, yaşamın belirsizliği ve risk almanın kaçınılmazlığı üzerine derinlemesine bir tefekkür sunar. Ağaç, bu imgeleri gerçekçi bir anlatımla değil, sembolik bir dille kullanarak; insan ruhunun umut ve hayal kırıklığı arasında gidip gelmesini, şansın acımasızlığını ve insanın kontrol edilemeyen güçlerle olan mücadelesini şiirsel bir dille ifade eder. Kazanma ve kaybetmenin ötesinde, bahis ve şansın insan varoluşuna nasıl bir anlam kattığı sorusuna şiirlerinde yanıt aramaktadır. Selçuk Ağaç şiirleri, kumarın heyecanını, riskini ve beklentisini ustaca yansıtan bir iç dünyanın şiirsel ifadesidir. Sözcüklerindeki keskinlik ve imgelerdeki canlılık, kumarbazın ruh halinin iniş çıkışlarını, umutla karışık korkularını ve kazanma hırsını gözler önüne serer. Ağaç, kumarın bağımlılık yaratan doğasını, şansın iniş çıkışlarını, zaferin geçiciliğini ve yenilginin acısını şiirsel bir dille ele alır. Şiirlerindeki karanlık ve aydınlık tonlar, kumarbazın sürekli bir mücadele içinde olduğunu, kazanma isteğiyle kaybetme korkusu arasında gidip geldiğini gösterir. Bu çelişkiler, şiirlerine derinlik ve gerçeklik katar. Ağaç'ın kelime oyunları ve metafor kullanımı, okuyucuyu kumarbazın iç dünyasına adeta bir yolculuğa çıkarır. Şiirleri, sadece kumarın değil, insan doğasının kader, şans ve mücadeleyle olan ilişkisinin de bir yansımasıdır. Kısacası, Selçuk Ağaç, şiirleriyle kumarın ötesinde evrensel bir deneyimi dile getirir. Selçuklu şiir geleneğinde, İslamiyet'in müşkülatı mistik ve tasavvufi akımların etkisi derinleşmiştir. Bu dönemde şiir, hem dini duyguları ifade etmek hem de toplumsal, ahlaki meseleleri ele almak için kullanılmıştır. besede vezni ve kafiye kullanımı ile kendine özgü bir musikilik geliştirmiş, hitabet sanatı ön plana çıkmıştır. Selçuklu şairleri, tasvir gücüyle dikkat çekmiş, doğa tasvirleri ve aşk teması da sıkça işlenmiş. Bu dönemde yaşamış önemli tasavvuf şairleri, ilahi sevdanın, insanımızın tek gerçek aşkı olduğunu vurgulamışlar, ilahi hükümdarın her yerde varlığını doldurduğuna inanmışlardır. Yunus Emre başta olmak üzere, Attar, İbn Arabi ve Mevlana Celaleddin Rumi gibi büyük sûfî düşünürlerin eserleri, Selçuklu dönemi şiirine derin bir etki yapmıştır. Selçuklu kültüründe şiir, toplumun önemli bir parçası ve ifade biçimidir. Divan şiirinin temelleri bu dönemde atılmış ve edebiyat tarihimizde önemli bir yer giymiştir. Halkın dilinden esinlenen bu şiir türü, aşk, savaş, dini inançlar ve toplumsal değerler gibi çeşitli konuları işleyebilmektedir. genaugenau